Gelişen zihin yapısına sahip yetişkinler ve çocuklar sürekli öğrenme çabasında olup, zayıflıklarını doğru bir şekilde değerlendirip düzeltmeye çalışmaktadırlar. Daha derin öğrenme stratejileri geliştirmek için çaba harcadıkları görülmektedir. Aynı zamanda zorluklara karşı çaba gösterme, ısrarcı olmayı ise öğrenmenin bir aracı olarak kabul ettikleri gözlemlenmiştir. Bir diğer önemli nokta ise diğer kişilerin başarılarından ilham almayı ve gelişmek için geri bildirim olarak kullandıklarıdır. (Dweck, 2012). Sabit zihin yapısına sahip olan kişilere göre kendilerine olan öz güvenlerinin, motivasyonlarının daha yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır. Çocuklar öğrenme hedeflerine odaklanırlarken, sabit zihin yapısına sahip olan çocuklar ise okuldaki testlerden elde ettikleri notlara odaklanmakta ve istedikleri sonucu elde edemediklerinde kolayca vazgeçtikleri gözlemlenmiştir. Bu durum hem kendi içsel motivasyonlarını hem de ailelerini etkilemektedir. (Dweck & Molden, 2017).
Örneğin; okulda gelişme odaklı bir öğrenci var. Bu öğrenci matematik sınavında kötü bir performans gösterdi. Eğer bu öğrenci başarıyı çalışmaya bağlıyorsa da fazla çalışacaktır. Bu öğrenci çalışmayı zekâya bağlıyorsa daha çok çalışarak zekâsını geliştirebileceğine inanıyordur. Sonuç olarak başarıyı çaba ya da zekâya bağlıyorsa başarısız olduktan sonra daha derin çalışmayı hedeflemektedir. Görüldüğü üzere gelişen zihin yapısına sahip olan çocukların okulda ya da evde övgü ve ödül verilmesiyle bir ilişkinin olmadığıdır. Tamamen başarının kendi emek ve çabalarıyla elde edeceğinin farkında olması ile ilişkilidir. Bu çocukların ailelerinin çocuklarını oldukları gibi kabul etmeleri önemlidir.
Sabit zihin yapısına sahip çocukların ise gelişen zihin yapısına sahip çocuklara göre yaşadıkları başarısızlık karşısında vazgeçtikleri, duygularını kontrol etmekte zorlandıkları, ve başka kişiler hakkında ön yargıya sahip oldukları görülmektedir. Bu çocuklar aileleri tarafından daha fazla kontrolcü bir yaklaşımla karşılaşmaktadırlar. Aileler çocukların daha yüksek performans göstermelerini istedikleri için daha baskıcı bir tutum sergileyebilmektedirler. Bu yaklaşım çocukların daha kolay pes etmesine ve akademik başarılarında bir düşüşe neden olabilmektedir.